Görsel İletişim Tasarımı: Hiç Bitmeyecek Renkli Bir Arayış #BizeHASröportaj

28 April 2021

Görsel İletişim Tasarımı Bölümü son sınıf öğrencimiz Alp Eren Tekin, okulumuzun sinema kulübü SineHas için tasarladığı “Bağımsız Çarşamba” poster serisi ile 67. TDC Communication Design yarışmasında 57 ülkeden gelen 1600 başvuru arasından “Certificate of Typographic Excellence” ödülünü almaya hak kazandı. 1946 yılında New York’ta kurulan Type Directors Club (TDC), Alp Eren’in “Bağımsız Çarşamba” poster tasarımına uluslararası “The World’s Best Typography” 2021 sergisinde yer verecek.

Görsel iletişimin değiştirici ve dönüştürücü gücüne hayranlık duyduğunu söyleyen Alp Eren, bu alanda eğitim almak isteyen gençlere de özellikle evlerimize kapanmak zorunda kaldığımız bu dönemde yaratıcılıklarının kısıtlandığını düşünmeksizin, bol bol tasarım yapmalarını tavsiye ediyor.

 

Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nden bu sene mezun oluyorsunuz. Kadir Has Üniversitesi’nde geçen öğrenciliğinize ve aldığınız eğitime dair neler söyleyebilirsiniz?

2016 yılında, LYS TS-2’de Türkiye 358.’si olarak tercih listeme ilk sıradan yazdığım Kadir Has Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’ne girdim. Grafik tasarım ile ortaokul ve liseden beri babamın sayesinde ilgilendiğim için bu bölümü neden okumak istediğimi biliyordum. Elde ettiğim sınav başarısından dolayı Kadir Has Üniversitesi’nin bana sağladığı “Başarı Bursu” ve “Yurt Bursu” sayesinde, yüksek bir motivasyonla eğitim hayatıma başladım ve öğrenciliğimi aynı motivasyonla sürdürdüm.

İlk olarak 1 yıl süren İngilizce hazırlık eğitimi sonrasındaki yaz mevsiminde yakın bir arkadaşımla Avrupa’da 6 ülkeyi 1 ayda gezerek 897 km yolculuk yaptım. Sayısız harika insanlarla tanıştığım ve harika deneyimler elde ettiğim bu güzel yolculuk sonrasında Görsel İletişim Tasarımı’nda lisans eğitimime başladım. 1. sınıftayken aldığım dersler aslında KHAS’taki dört senemde bana kazandıracaklarının habercisiydi. Çok değerli hocalarım olan Doç. Dr. Levent Soysal, Doç. Dr. Eser Selen ve Bora Başkan’ın derslerinde öğrendiklerim sayesinde, eğitim hayatımda onlar hep ilk aklıma gelecek isimler olacaktır.

1. sınıf sonrasındaki yaz mevsiminde Yunanistan’da geçirdiğim 3 aylık staj tecrübem sonrasında 2. sınıfın bahar döneminde Erasmus programı ile 7 aylığına Wiesbaden’e (Almanya) gittim. Önceki yurtdışı tecrübelerimden farklı olarak ilk defa uzunca bir süre vakit geçirdiğim, eğitim gördüğüm ve ayrıca çalışıp para kazandığım Almanya serüveni benim için bambaşka bir deneyim oldu. 3. sınıfta geri döndüğüm İstanbul’da, Mart 2020’de ortaya çıkan COVID-19 pandemisinden dolayı eğitimime online olarak devam ettim.

KHAS’ta geçirdiğim bütün bu süre içerisindeki elde ettiğim güzel deneyimler ve anılar için en başta merhum Kadir Has’a, ardından eğitim hayatımda katkısı olan tüm hocalarıma sonsuz teşekkür ederim.

Bölümünüz tasarıma bakışınızı nasıl şekillendirdi?

Tasarımın, daha spesifik olarak görsel iletişimin dünya üzerinde yarattığı akımlara, değişimlere ve dönüşümlere hayranlık duyan birisi olarak, bu görsel yaratım sürecinin bir parçası olmayı çocukluğumdan itibaren hayal ettim. İlk başlarda ufak çizimlerle başladığım bu yol, bir tutkuya ve kendimi ifade ediş biçimine dönüşmesiyle beraber profesyonel olarak yapmak istediğim meslek haline geldi. Bölümümdeki temel tasarım derslerinde elde ettiğim bakış açısı sonrasında geleneksel basılı grafik tasarım alanının yanı sıra dijital görsel tasarımın bana sunabilecekleri ile daha çok ilgilenmeye başladım.

Üniversitede 1. sınıftan itibaren aldığım teorik bilgileri, aynı zamanda hocam olan Volkan Ölmez’in kurucusu olduğu Fol Studio’da iki sene boyunca staj yaparak pratiğe dökme ve tasarımsal yaratım sürecinde yeni deneyimler yaşama fırsatı buldum. İlgi alanımın özellikle hareketli görsel tasarım üzerine yoğunlaşması üzerine benim için tasarım süreçleri aynı zamanda hiç bitmeyecek olan renkli bir arayış ve kendini yeniden benzersiz şekillerde hareketli bir biçimde ifade etme yolculuğuna dönüştü.

Görsel İletişim Tasarımı alanında eğitim görmeyi hedefleyen öğrencilere neleri tavsiye edersiniz?

Her ne kadar insan pandemi boyunca yaratıcılığının kısıtlandığını düşünse de ben aksini düşünüyorum. Evlerimizde geçirdiğimiz bu süre içerisinde sürekli ilgi duydukları alanda tasarımlar yapmalarını, üretmelerini fakat her zaman görsel tasarımın farklı alanlarına da ilgi duymalarını ve bu şekilde kendilerini disiplinlerarası olarak yetiştirmelerini, pandemi biter bitmez de bol bol gezmelerini tavsiye ederim.

TDC Communication Design’da “Certificate of Typographic Excellence” (Tipografik Mükemmeliyet Ödülü) alan ve Türkiye’den bu ödülü alan en genç tasarımcı olmanızı sağlayan tasarımınızda nasıl bir fikirden yola çıktınız ve bu fikri çalışmanıza nasıl yansıttınız?

SineHas Sinema Kulübü Topluluğu’nun Kasım-Aralık 2019’da dünya sinemasından 7 bağımsız filmden oluşan “Bağımsız Çarşamba” seçkisinin gösterimleri için hazırladığım afiş serisi ile bu ödüle layık görüldüm. O dönemde en çok ilgimi çeken afiş tasarımı, tipografi ve hareketli grafik tasarım ile animasyon alanlarını bir araya getirip bunu hem dijital hem de basılı ortamda sunmak, bu tasarımı ortaya çıkaran ana fikirdi. Şöyle ki, film gösterimlerinin ismi olan “Bağımsız Çarşamba” için hazırladığım hareketli tipografik tasarımı her afişte filme açılan bir çerçeve olarak kullanarak seriyi oluşturdum. Harflerin hareketlerinin temelini “Bağımsız” kelimesine gönderme yaparak 7 film için 7 farklı şekilde bağımsızca hareket eden formlar haline getirdim.

Daha önce de ödül kazanan farklı çalışmalarınız oldu mu? Kazanılan ödüller, sonraki çalışmalarınız için nasıl bir itici güç sağlıyor?

Eğitim hayatım sırasında kazandığım ilk ödülü 2019 yılında İstanbul Kültür Sanat Vakfı Alt Kat, İstanbul Tasarım Bienali ve Grafik Tasarımcılar Meslek Kuruluşu (GMK) işbirliğiyle gerçekleştirilen Camekân Vitrin Tasarımı Projesi için hazırladığım hareketli vitrin tasarımıyla aldım. Mart 2019 boyunca Şişhane’deki Nejat Eczacıbaşı Binası’nın giriş katında açılan İKSV Alt Kat: Öğrenme ve Etkileşim Alanı’nın ön cephesinde sergilenen bu tasarım, görme ve görülme eylemleri üzerine kurulu bir enstalasyondu.

“Etraf” olarak adlandırdığım tasarım, siyah vinil ile kaplanmış cam vitrin içerisine yerleştirilen göz animasyonu tasarımından oluşuyordu. Onu oluşturan temel fikri ise John Berger’in görme eylemi üzerine söylediği şu cümlelerden aldım: “Bizi çevreleyen dünyada kendi yerimizi görerek buluruz. İnsan, yalnızca baktığı şeyleri görür. Bir şeyi gördükten sonra, aynı zamanda kendimizin de görülebileceğini fark ederiz.” Kısacası, günlük hayatın acelesinde fark edemesek de “tasarım” bizi çevreler ve gözetler, demek istiyordum.

Kasım 2019’da GMK’nın 38. Grafik Tasarım Sergisi’nde “Brewder Craft Brewery” serisi tasarımımla En İyi Öğrenci Projesi Ödülü’ne layık görüldüm. Esin Nalbantoğlu tarafından verilen VCD-201 dersinde dönem projesi olarak tasarladığım bu seri, dünyanın en özel şehirlerinden biri olan İstanbul için, onun ruhunu ve büyülü geçmişini yansıtan, tamamen hayali 4 farklı craft bira tasarımından oluşuyordu.

TDC ödülünden bir önceki başarımsa yine GMK’nın düzenlediği 39. Grafik Tasarım Sergisi’nde “Bağımsız Çarşamba” ile En iyi Afiş Ödülü ve Tipografi kategorisinde Başarı Ödülü kazanmamdı. Bunun yanı sıra aynı yarışmada Hareketli Görüntü Tasarımı kategorisinde 2 tane Başarı Ödülü kazandım.

Eğitim hayatımda ve sonrasındaki kariyerimde elde ettiğim her başarı ve ödül beni motive ederek bir sonrakini hedeflemeye teşvik ediyor. Tasarımlarımın hem yurtiçinde hem de yurtdışında farklı tasarım otoriteleri tarafından onaylanıp ödüllere layık görülmesi sanırım yaptığım işte iyi olduğumu ve doğru yolda ilerlediğimi gösteriyor.

Lisans eğitiminizin ardından tasarım alanındaki yolculuğunuzda hangi duraklara uğramayı, hangi alanda uzmanlaşmayı planlıyorsunuz?

Lisans eğitimim daha bitmeden, dünyaca ünlü Türk moda markası “Les Benjamins”ten bir teklif aldım ve Aralık 2020’de bu markada tasarımcı olarak çalışmaya başladım. Şu anda, tasarım yolculuğumun başında çok ilgi duyduğum tipografi, afiş tasarımı, hareketli görüntü tasarımından farklı olarak moda sektöründe ilerliyorum. Burada ilginç olan, tasarladıklarımızın insanlar tarafından giyilebiliyor olması. Ayrıca ilgi duyduğum her bir alanı (tipografi, afiş tasarımı, hareketli görüntü tasarımı) moda sektörünün içerisinde de tasarladıklarımla deneyimleyebiliyorum.

Alp Eren Tekin’in çalışmalarını takip edin: https://www.behance.net/alperentekin

Leave A Reply

Your email address will not be published.